Merkez Parti olarak kuruluş tarihimiz olan 7.7.2014’den bu yana, milletimizi bölerek ve kamplaştırarak kendilerine alan yaratma çabası içerisinde olan siyaset anlayışına dikkat çektik. Ülkemize yapay olarak dayatılan Alevi-Sünni, Türk-Kürt, laik-anti laik gibi ayrıştırmaları kesinlikle ortadan kaldırmak için yola çıktığımızı defalarca ifade ettik. Bugün geldiğimiz noktada ekonomide, adalette, eğitimde, sağlıkta devasa sorunlarımız varken bu yapay dayatmalar devam etmekte, deyim yerindeyse vatandaşımızın ensesinde adeta boza pişirilmektedir.
Türkiye’nin sorunu, “hilafet gelmeli mi gelmemeli mi” tartışması değildir. Türkiye’nin sorunu bir bulvara “Şeyh Said adı verilmeli mi verilmemeli mi” tartışması değildir. Türkiye’nin sorunu, eğlence amaçlı yapılan bir spor müsabakasından uluslararası bir kriz yaratarak “ak mı kara mı” tartışması değildir.
Türkiye’nin sorunu, yüzde 130’lara dayanan enflasyondur. Türkiye’nin sorunu, kilosu 400 lira olan ettir, gelişim çağında olan evlatlarımızın vücuduna yeterli miktarda hayvansal protein girememesidir. Türkiye’nin sorunu maaşlarla eşit hale gelen fahiş ev kiralarıdır. Türkiye’nin sorunu matematik, fen ve okumada OECD ortalamasının altında olan eğitim sistemimizdir. Türkiye’nin sorunu adalet sistemidir, AYM’ye yarım milyonun üzerinde bireysel başvuru yapılmasıdır. Türkiye’nin sorunu özellikle büyükşehirlerde muayene olmak için üç ay sıra beklediğimiz sağlık sistemimizdir. Türkiye’nin sorunu beyin göçüdür; zeki, yetenekli beyinlerin ülkemizden bir bir gitmesidir.
İşte bu şartların getirdiği olumsuzlukları bertaraf etmek siyasetin görevidir. Siyasetin görevi yapay gündemlerle memleketin asıl sorunlarını hasıraltı ederek, toplumu bölmek ve kamplaştırmak olmamalıdır. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında kalkınmış, barış ve refah dolu, bölgesel ve küresel etkinliği artmış bir Türkiye için yapay gündemlerin dışına çıkmak gerekmektedir.
Cumhuriyet mirasına, bin yıllık tarihimize, kardeşliğimize karşı zalimce ittifak kuranlara geçit vermeden, günü birlik siyaset, yalan ve aldatma siyaseti yapmadan ülkemizi bir an önce normalleştirmek zorundayız. Toplumun şeffaflık, eşitlik, adalet, özgürlük ve hakça paylaşım taleplerini dile getiren, ‘Büyük Türkiye’nin siyasetini her anlamda yeniden oluşturmaya çalışan Merkez Parti olarak tüm siyasal partileri sağduyuya davet ediyoruz. Türk-Kürt, laik-anti laik gibi ayrıştırmalar üzerinden devam eden mevcut ülke gündeminin dışına çıkarak, asıl sorunlarımıza dönme çağrısında bulunuyoruz.