”Son yıllarda Kıbrıs, Yunanistan ve Rum Kesimi’nin çıkarlarına uygun hale getirilmiştir.AB’nin ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin dayatma ve şantajları ile KKTC bir azınlık haline getirilme stratejisine karşı siyasi iktidar sessiz kalmayı ve önlem almamayı tercih etmiştir.
Kıbrıs hiçbir zaman Rum ve Yunan toprağı olmamıştır. Tarihi süre içerisinde Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde, jeopolitik ve jeostratejik önemi olan Kıbrıs Adası aynı önemi taşımaktadır. Soydaşlarımızın özgür ve bağımsız olarak yaşayabilmeleri haklarının korunması çok büyük önem arz etmektedir. Bu ve benzeri nedenlerle Kıbrıs Türkiye’nin dış politikasının esaslarından birini teşkil etmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kıbrıs’taki milli politikası, “iki tarafın egemen eşitliğine dayalı iki bağımsız devletten oluşan, basit, birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’dir.” Bizim Merkez Parti olarak Kıbrıs politikamız ve kırmızı çizgimiz budur. Halen Ada’da mevcut olan iki ayrı devlet arasında barış içinde, dostluk ve dayanışma içinde ancak bu şekilde yaşayabileceğine Partimiz inanır.
Bu anlayış içerisinde yürütülecek barış görüşmelerini destekler.
Partimiz, Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (KRY) Kıbrıs’ı temsil eden tek meşru devlet sayan yaklaşımlara karşı olup, baskıları ve dayatmaları reddeder.
Merkez Parti, KRY’nin Avrupa Birliğinde (AB’de) bütün Kıbrıs’ı temsil ettiği anlayışını kabul etmediği gibi, uluslararası kuruluşlarda da temsiliyetini meşru saymaz. KTCC’ye yönelik ambargolara
ve soydaşlarımızın dünyadan tecrit edilme çabalarına karşı ciddi bir mücadele verilmesi gerektiğini savunur.”