İnsan hak ve özgürlükleri, insanlığın yüzyıllar boyu süren mücadeleleri sonucu elde ettiği kazanımlar olup, demokrasinin temelini oluşturur. Toplumun en önemli güven unsuru, içinde yaşayan bireylerin kendi hak ve hürriyetlerine saygı duyulduğuna olan inancıdır. Bu inanç, tüm sosyal ve iktisadi dinamikleri harekete geçiren temel unsurdur. Ayrıca, bireylerin hak ve hürriyetlerine saygı, bir demokratik siyasi rejimin toplum tarafından benimsenmesinin barış ve huzurun temel şartıdır.
Ancak, günümüzde küresel güçlerin ülkeleri parçalama ve kendi kontrollerine alma politikalarının en önemli dinamiklerinden birisinin “insan hakları ve hürriyetleri” söylemi olduğu da göz önünde bulundurularak, diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da çok dikkatli politikalar izlenmelidir. Hiçbir hak ve özgürlüğün bir başka hak ve özgürlüğü kısıtlayamayacağı, zaafa uğratamayacağı düşüncesindeyiz. İnsan hakları ve özgürlükler alanında sağlanacak gelişmelerde esas çıkış noktamız, uluslararası kuruluşların isteği ve/veya zorlaması değil, bir bütün olarak milletimizin bu hak ve hürriyetlerin en gelişmişine layık olduğuna olan inancımızdır. Türkiye’nin taraf olduğu, başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Paris Şartı, AB müktesebatı ve Helsinki Nihai Senedi olmak üzere tüm uluslararası sözleşmelerin insan hakları alanında getirdiği standartlar, bu inanç doğrultusunda uygulamaya konulmalı ve bundan asla taviz verilmemelidir.
Toplumun temel unsuru olan insanın, doğuştan sahip olduğu dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez temel hak ve özgürlükleri vardır. Herkesin bu hak ve özgürlüklerden istediği kadar yararlanarak maddi ve manevi varlığını geliştirmesi teminat altına alınacak, insan hak ve özgürlüklerini bir davranış biçimi haline getirmek için okullardan ve kamu kuruluşlarından başlamak üzere eğitim programları düzenlenecektir.
Partimiz iktidarında, insan hak ve özgürlükleri hususunda, vatandaşların istek ve şikâyetlerini kamu adına izleyecek kurum ve kuruluşlar oluşturulacaktır. Hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı bütün unsurlarıyla gerçekleştirilecektir. Tüm bireylerin hak arama yolları kolaylaştırılacaktır.
Çalışma hayatına ilişkin hak ve özgürlük alanlarında uluslararası standartlar, ülkemizde de eksiksiz uygulanacaktır.
Partimiz iktidarında, işkence, gözaltında ölüm, kayıp, faili meçhul cinayetler gibi demokratik hukuk devletinde kabul edilemez uygulamaların üstüne ciddiyetle gidilecek, şeffaflık sağlanacaktır. Bu konudaki her şikâyet değerlendirilecek, caydırıcılığı sağlayan gerekli düzenlemeler yapılacak, sorumlular cezalandırılacaktır.
Partimiz, etnik ve kültürel farklılıkları, tarihimizden gelen çok önemli ve faydalı bir özelliğimiz ve değerimiz olarak görmekte, ülkemizin gelişme ve kalkınmasına katkıda bulunabilecek bir zenginlik olarak değerlendirmektedir.
Partimiz iktidarında, ekonominin itici gücü, hür teşebbüsler ve bireysel girişimciliktir.
Bireysel yetenekler en iyi şekilde değerlendirilecek, bireyin ve toplumun üretici gücünün, dinamik müesseselerin özgürce oluşmasının önü açılacaktır. Ülkemiz çıkarları esas alınmak kaydıyla; uluslararası sermaye, yabancı yatırımlar, bankalar arası ilişkiler ve her türlü serbest ticaret, hak ve özgürlük korunacaktır. Bu gün uluslar arası sermaye hareketleri, global ölçekte çalışan işletmeler inkar edilemez ve göz ardı edilemez bir gerçektir. Fakat bilinmelidir ki bir çok uluslar arası marke ve işletmeler, ait oldukları devletlerin yönlendirme, destek ve yardımları ile bu günlere gelmişlerdir. Bu manada uluslar arası değerler üretebilmek için, devlet yönlendirici ve teşvik edici desteğini devamlı özel teşebbüsün arkasında hissettirecektir. Özel sektör aktörlerine devamlı hukuk çerçevesinde eşit, adil ve tarafsız imkânlar sunacaktır. Yeni gelişen sektörler ve riskli bölgelerde devlet öncülük vazifesi görecektir.
Antidemokratik bulduğumuz ‘’Seçim Kanunu’’ ile ‘’Siyasi Partiler Kanununu’’ nun toplumsal isteğe ve günün şartlarına uygun olarak yeniden tanzim edilmesi ve siyasi partilere egemen olan oligarşinin ortadan kaldırılması için bilgili, inançlı ve namuslu insanlarımızın siyaset yapmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sendikalar ve sivil toplum kuruluşu yöneticilerinin önlerindeki engeller kaldırılacak, siyasal seçme ve seçilme hakları tam olarak tanınacaktır. Bu siyasi toplum kuruluşları siyasi baskılar ve taraflı himaye ve kayırmalar sebebiyle, “siyasi devlet kuruluşu” vasfını almışlardır. Bunlar gerçek fonksiyonlarına döndürülmelidir.
Merkez Parti, tarihe mal olmuş şahısların, dinin ve milli bütünlüğümüzü bozan etnik kökenin, milliyetçiliği istismar edilerek siyaset konusu yapılmasını reddeder. Dinin, siyasi, ekonomik veya başka çıkarlara alet edilerek veya kullanılarak farklı düşünen ve yaşayan insanlar üzerinde baskı aracı olarak görülmesi kabul edilemez. Aynı şekilde partimiz dindar insanları rencide eden tavır ve uygulamaları ve onların, dini yaşayış ve tercihlerinden dolayı farklı muameleye tabi tutulmalarını anti-demokratik, insan hak ve özgürlüklerine aykırı bulur.