Prof. Dr. Abdurrahim Karslı’dan tüm vatandaşlara açık mektup

24 Mayıs 2018

Merkez Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı’dan, tüm vatandaşlarımıza açık mektup
Aziz ve Kıymetli Vatandaşlarım;
Bu açıklamalarım, seçimden önceki son feryadım, elimden geldiğince sebeplere sarılmam ve vicdani vazifemi yapmam için son gayretimdir.

Kısaca sıkıntılarımızın sebebi şudur:

1 – Evvela AKP’nin kuruluşu ve bu hükümet yetkililerinin düşüncesi bizim memleketimizin ve milletimizin hayrına olmadığı gibi, bu insanlar fikren ve bilgi birikimi olarak bu işe hazırlıklı değildi. Halk arasında bir söz vardır. “Dua edin tipiye esti getirdi kapıya” derler.

Bu hükümet öncesinde “küresel güçler” siyasal İslam’ın yükseldiğini gördüler. En çok istediklerini en uygun adamla elde etme taktiğini güderek, bunlara can simidi gibi sarıldılar. Daha önce, Erdal İnönü ile Türkiye’de sosyal hakları sıfırlamışlar, Devlet Bahçeli ve şimdiki AKP ile idamı kaldırarak Abdullah Öcalan’ın hayatını garanti etmişlerdi. Necmettin Erbakan ile Müslümanların elde ettikleri hakları sıfırlamışlardı, şimdi bu hükümetle de BOP (Büyük Orta Doğu) planını gerçekleştirmek, yani bütün Müslüman ülkelerde kamu denetimini zayıflatmak, güçlü ordularını yıpratmak, ahlak ve inançlarını zayıflatmak ve küçük parçalara ayırmak istiyorlardı. Dolayısıyla ekonomik bunalımdan siyasal bunalım çıkardı ve kaşla göz arasında bunları piyasaya sürdüler.

Millet neden bunları çok destekledi, çünkü milletimiz bunları samimi ve kendinden zannetti. Şimdiye kadar bizim hükumetlerimiz milletiyle hep kavgalıydı. Bizim idarecilerimiz genellikle milletten Cumhuriyeti kurtarmaya ve korumaya çalıştılar. Bu yanlıştı ve maneviyata sırtlarını döndüler. Ahlak ve maneviyat yıpratıldı, ekilen anarşi tohumları meyvelerini verdi. Aslında memleket geniş bir aile gibidir:

Bu geniş ailede güzel ahlak hüküm sürse, kendiliğinden

Samimî hürmet,
Ciddî merhamet,
Rüşvetsiz muhabbet,
Karşılık beklemeden muavenet,
Hilesiz hizmet ve muaşeret,
Riyâsız ihsan ve fazilet,
Enaniyetsiz büyüklük ve meziyet o hayatta, o ailede inkişafa başlarlar. Yoksa her şey berbat olur.
İşte bu hükumet ne yazık ki bu güzel özelliklerimizi de “sıfırladı”.

Bunlar “dinci, kinci” bir nesil yetiştirecekti, ne yazık ki “kinci ve menfaatçi” bir taraftar grubu türedi.

Dindar bir insan adildir, merhametlidir, kibirli ve kindar değildir. Maksadı dünya değildir. Hz. Ömer biz yokluğa dayandık, varlığa dayanamadık diyor. Yani varda imtihan daha zordur. Şımarmamak ve idarenin, hukukun gereğini yapmak, herkesin hakkını vermek gerekir. Ne yazık ki bunların düşüncesinde muhalifine hayat hakkı yoktur. Bunların müslümanlığı da saltanat müslümanlığıdır.

Biz hem milletimizin inanç değerlerine saygılı hem de Cumhuriyetçiyiz. Bu fikrimizin gerekçesini Cumhuriyetin özelliklerinde ve inanç temellerimizde buluyoruz. Kuranı Kerimde ayetlerin açık manaları yanında, bir de işari manaları vardır. İslam alimleri bu manalardan hareketle bakınız ne diyor:

Tevbe süresi’ne mealen Cenabı Hak “Allah’ın nûrunu üflemekle söndürmek isterler. Allah ise nûrunu tamamlamaktan başka birşeye râzı olmaz -kâfirler isterse hoşlanmasınlar. (Tevbe Sûresi: 9:32)” diyor.

Bu ayetler cifir hesabiyle, 1324 ederek, Avrupa zâlimleri Osmanlının nurunu söndürmek niyetiyle müthiş bir suikast plânı yaptıkları ve ona karşı Türkiye hamiyetperverleri, hürriyeti ‘1324’te ilânıyla o plânı akîm bırakmaya çalıştıkları halde, ne yazık ki, altı-yedi sene sonra, Birinci Dünya harbi neticesinde yine o suikast niyetiyle, Sevr Anlaşmasında Kur’ân’ın zararına gayet ağır şartlarla kâfirâne fikirlerini icrâ etmek istediler. Bu defa bu hain plânlarını akîm bırakmak için Türk milliyetperverleri cumhuriyeti ilânla mukabeleye çalıştıkları tarihe tekabül eder. Bu âyetin işari mânâsı cihetinde bir medâr-ı nazarı olduklarına kuvvetli bir emaredir. (Said Nursi, Şualar, Birinci Şua 28 ayetin tefsiri).

Kısaca bu oyunlar Türkiye’de yeni değildir. Osmanlının yıkılışıyla devam eden bir oyundur. Bu oyundan kurtulmanın çaresi ise, tam demokrasi, hürriyet, dürüst ve adil bir yönetim, ekonomik refah, bağımsız ve gerçek bir Cumhuriyettir. Mevcut siyaset, iktidarı ve muhalefetiyle şimdiye kadar ne yazık ki, Türk milletine değil, hep küresel güçlerin isteklerine hizmet etti, milletimize devamlı zarar verdi.

2 – Halkımızın beklentilerine cevap veremeyen mevcut siyasi yapılanmaya alternatif oluşturmak hedefi ile kurulan MERKEZ PARTİ;

Zulüm Ve Keyfiliğin Yerine; Mutlak Hak Ve Adaleti ,

Korku Ve Güvensizliğin Yerine; Huzur Ve Barışı,

Ayrımcılık Ve Bozgunculuğun Yerine; Birlik Ve Bütünlüğü,

Baskı Ve Yıldırma Yerine; İrade Hürriyetini Ve Fikir Özgürlüğünü,

Borç Ekonomisi Yerine; Dünya İle Rekabet Edecek Reel Kalkınmayı ve üretime dayalı ekonomiyi,

Yolsuzluk, Hırsızlık, Kayırmacılık Yerine; Şeffaf Ve Adil Düzeni, inşa etmek ilkeleri doğrultusunda mücadelesini sürdürüyor.

3 – Bunların birikimi olmadığı için, kafaları ve düşünceleri demokrasi ve hürriyete yatkın olmadıkları için hayal dünyasında yaşıyorlar. İçte ve dışta terör örgütleri ile yaşadılar. Teröristi ve terörü yüreklendirdiler, terörü geliştirdiler. Türkiye’yi kan gölüne çevirdiler. Adalet, ahlak ve hukuku sıfırladılar. Ekonomiyi çökertti ve Türk bayrağını defalarca yaktırdılar. Polisi ve askeri öldürttü, kamu malını yağmalattı ve talan ettirdiler.

4 – Büyük Türkiye, Yeni Osmanlı ve Ortadoğu’da düzen kuruyoruz diye, hayal ve maceraları ile Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına çektiler. Halbuki bizim yapmamız gereken Ortadoğu ile olan sınırlarımızı kuvvetlendirip korumak, kendi benliğimizi koruyarak medeniyet ve hürriyetlere, sanayiye, teknolojiye, gelişmiş AB kriterlerine yönümüzü dönmektir. Yoksa Türkiye’yi Ortadoğu ülkesi yaparız.

Zaten şu anda hükümetin yaptığı budur. İnsanlar ölüyor, şehirler yanıyor, terör gelişiyor. Şehirlerde gençler uyuşturucudan ölüyor, zina kanun ile serbest bırakıldı. Yabancı uyruklu insanların sayısı memleketimizde bilinmemektedir. Yalandan bazı insani kavramlar ile bunlar yutturuluyor. Bir muhacir-ensar yalancılığı tutturuldu gidiyor. Ensar kendi malını muhacire veriyordu, başbakan ve Cumhurbaşkanı kimin malını kime veriyor, hesabını bilen ve veren yoktur.

5 – Cumhurbaşkanı makamın gereğini taşımamaktadır. Şehirler alev alev yanarken, kamu binaları, okullar, yurtlar yakılırken, vatandaşlar öldürülürken, tanklar ve askerler şehirlerde gezerken, başbakan, bakanlar ve yetkililer de hukuk ve ahlak dışı ve garabet açıklamalar yaptılar. Şu anda da Cumhurbaşkanı AKP’nin başında ve başbakan rolünde sokaklarda nutuklar atıyor. Bu toplantıları kim, kimin parasıyla düzenliyor, bilen var mı?

6 – Deneme yanılma yoluyla iş yapan hükumet bu yanılgılardan ders çıkarmadı: Suriye krizi ile ilgili olmak üzere yine hedefine koyduğu Esedi devirme fikrinde ısrar ediyor. Bu hedef gerçekleştirilmesi mümkün olmayan, bir çok örgütün türemesine ve sivil insanların da ölmesine sebep olduğumuz bir projedir. Halbuki Türkiye daha 2011 yılı başında uluslararası toplum Esede karşı cephe almışken, onların önünde kalkan olmuş, onlara ben bu işi diplomasi ve iyi ilişkilerle halledeceğim diyordu. Sonra Esed’in kanlısı olmuş ve ona karşı her türlü unsuru kullanmıştır.

Şu an hükumetin bir derdi var, Esed gitsin de nasıl giderse gitsin. Acaba bütün bunlar bahane edilerek nerelere ve kimlere bizim paralarımız ve imkanlarımız kullanıldı, bilen var mı? Eğit-donat faaliyeti altında memlekette neyi ve kimi, kim için eğitiyoruz, bilen var mı?

Bize göre yapılması gerekenler:

a – Güneydoğu sınırımızı tahkim etmek, kuvvetlendirmektir. O bölgedeki insanlara kendi bölgeleri içinde elimizden geldiğince ve ayrım yapmadan yardımcı olmaktır. Topraklarımızı kullanarak bunlara zarar veren örgütlere katılanlara veya lojistik destek sağlayanlara engel olmaktır.

b – PKK , KCK gibi örgütlere ve şehir yapılanmalarına göz yummamaktır.

c – Devletin güvenlik güçlerini çeşitli bahanelerle yıldırmamak ve hukuki güvenliğini temin etmektir.

d – Mahiyeti belli olmayan çözüm süreci bahanesiyle, Kürtlerin haklarını PKK ile değil, bizzat milletle, mecliste konuşmaktır. AB kriterleri çerçevesinde bir an önce haklarını tevdi etmek ve suçluların da yakasına yapışmaktır.

e – Kendi şahsi hırslarımızı bir kenara bırakarak, milletin menfaatlerini en ön plana çıkarmaktır.

f – Gençlerimiz işsiz, biz şimdi yabancılara kimlik verip onları işe koyacakmışız. Böyle bir şey olur mu? Biz bir an önce bir formül bulup memleketimizi yabancılardan temizlememiz, herkesi kendi memleketine göndermemiz gerekir. Bunlar eğitilmezse ilerde hep potansiyel suçlu olabilecek kimseler. İnsan zekat ve sadaka verecek ise dahi en yakınından başlamalıdır. Siyaset, öncelikle millet için yapılır. Bizim aç ve açığımız varken bu davranışlar hukuken de vicdanen de yanlıştır. Güney şehirlerimizde insanlar dert yanıyorlar. Bu insanlar ekonomik düzeni de bozuyorlar. Çünkü bu insanlar dükkan açmış işletiyor, fakat bizim insanımızın katlandığı hukuki mükellefiyetlerine katlanmıyorlar.

g – Bu insanlar güvenlik açısından da sıkıntı olmaya başladı, şehirlerde olayların ardı arkası kesilmiyor. Sokaklarımız ve trafik işaretlerimiz istemediğimiz manzaralarla dolup taşıyor. Bunu yetkililer görmüyorlar mı? % 82 şehirli olduk. Fakat, yerelde ahlak yok, güvenlik yok, iş yok, üretim yok, adalet yok, şeffaflık yok, denetim yok. Eskiden güneydoğu ve doğuda kanaat önderleri vardı. Fakat şimdi teröristler ve sıkıntılar var. Bizim kanaat önderlerimiz terör örgütü liderleri oldu.

Kıymetli vatandaşlarım, mevcut durum ne yazık ki anlatılmakla bitirilemez kadar sıkıntılıdır. Bu mevcut durumda siyaset denilince yalan, siyasetçi denilince yalan makinası akla geliyor.

Şimdi ortada hep, mesajlar, yönlendirmeler, mektuplar, fetvalar ve yazılar dolaşmaya başladı. Bizler aklımızla hareket etmek, elimizi vicdanımıza koyarak düşünmemiz gerekir. İktidar ve onun türevleri ve suç ortakları olan muhalefeti topyekun tasfiye etmek gerekir. Baraj denilen ve milletin iradesinin önüne konulan engeli kendi irademizle aşmamız gerekir. Bin bir fedakarlıkla ve kendi imkanlarımızla ortaya koyduğumuz bu demokratik harekete destek olmanızı ve geleceğimizi birlikte kurmamıza yardımcı olmanızı istiyoruz.

İşte bu durumdan kurtulmak için yeni bir alternatif, bir vicdan, hürriyet, adalet, ahlak hareketi olan Merkez Parti’ye oy vermenizi sizlere teklif ediyoruz.
Prof. Dr. Abdurrahim Karslı
Merkez Parti Genel Başkanı